

"Aşı pasaportu" veya "aşı sertifikası" tartışmaları ocak ayında Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in AB yönetimine yazdığı mektupla başladı. Miçotakis, aşı olanların rahatça seyahat edebilmesini sağlamak amacıyla AB genelinde uygulanacak bir belgeleme sistemi kurulmasını önerdi.


Bir başka turizm ülkesi İspanya da aşı pasaportu verilmesini istiyor. İspanya Ekonomi Bakanlığı, ülkenin ana ekonomik faaliyetlerinin düzelebilmesi için "güvenli seyahat koridorları" oluşturulmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan rapor hazırladı. Ekonomi Bakanı Nadia Calvino, "Aşı kartları konusunda ilerleme ve sınırların açılması ekonomik düzelme için temel önem taşımaktadır." dedi.

Yüksek turizm gelirini sahip bir başka ülke olan İtalya bir an önce normale dönebilmek için aşı pasaportu uygulamasını istiyor. Başbakanlık Acil Tedarik Komiseri Domenico Arcuri, pasaportun "kötü bir fikir olmadığını" söyledi.

Bazı Kuzey Avrupa ülkeleri de şimdiden aşı pasaportu gibi uygulamalara başlayacağını açıkladı. Danimarka ve İsveç, yaz aylarında turizmi canlandırmak amacıyla "dijital aşı sertifikaları" dağıtma planları yaptıklarını duyurdu.
Danimarkalı yetkililer, bu sertifikaya sahip olanların iş seyahatlerine, spor etkinliklerine, kültürel faaliyetlere, hatta restoranlara gidebileceğini belirtti.

Baltık ülkesi Estonya ise pilot proje başlatarak aşı olunduğuna dair kanıt gösterenlerin karantinaya alınmayacağını bildirdi. Estonya, Dünya Sağlık Örgütü ile muhtemel bir dijital aşı sertifikası uygulaması çalışmalarına da başladı.

Bazı AB ülkeleri ise aşı sertifikası fikrine karşı çıkıyor. Bunlardan biri olan Fransa, herkesin aşıya erişimi olamayacağını gerekçe gösteriyor.
Fransa Sağlık Bakanı Olivier Veran, buna ek olarak aşıların ne kadar koruyucu olduğunun henüz tam olarak bilinmediğini, bu tartışmanın birkaç ay sonra yapılması gerektiğini söyledi.
Almanya da öneriyi savunmuyor ancak özel sektörün uygulamaya geçmesi halinde yasal olarak engellenemeyeceği görüşünü öne çıkarıyor.
Almanya Adalet Bakanı Christine Lambrecht, "Bir restoran sahibi sadece aşı olmuş kişilere kapılarını açacak olursa bunu şu anki yasal durumda engellemek zor olur." dedi.

Belçika Dışişleri Bakanı Sophie Wilmes ise bu tür uygulamanın AB vatandaşları arasında ayrımcılığa yol açacağını söyledi. Herkesin aşıya erişiminin kısa sürede mümkün olmayacağını hatırlatan Wilmes, uygulamaya geçilmesi halinde aşı olmamış kişilerin bireysel özgürlüklerinin sınır ötesi seyahatlerde engellenemeyeceğini dile getirdi.
Aşı pasaportuna geçmeyi şu an için düşünmeyen ülkeler arasında Polonya da bulunuyor. Ancak Polonya hükümeti, geliştirilen bir akıllı telefon uygulamasıyla aşı olanların ülkeye varışta karantinaya girmemesini sağlıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), geçen ay aşı sertifikası tartışmaları yoğunlaştığında böyle bir sisteme "henüz" karşı olduğunu açıklamıştı.
DSÖ yetkilileri, aşının virüsün bulaşmasını ne derece engellediği, ne kadar süreyle koruyucu olduğu gibi birçok konuda yeterli bilgi bulunmadığını hatırlatmıştı.
Bunlara ek olarak üretim kapasitelerinin düşük olduğu, henüz yeterli doz miktarına ulaşılamadığı gibi gerekçeler de sıralanmıştı.

Dünya genelinde 10 Şubat itibarıyla 151,5 milyon kişi Kovid-19 aşısı olmuş durumda. Bu da dünya nüfusunun henüz sadece yüzde 1,93'ünün aşı olduğunu gösteriyor.
450 milyon nüfuslu AB içinde ise aşı olanların sayısı şimdilik sadece 18,3 milyon.